Apsara Hakkında
Turizm Bakanlığı’nca “Milli Anıt” olarak tescillenen Apsara’nın taş evlerinin 19. yüzyılın sonlarında Rumlar tarafından yapıldığı öngörülmektedir. Restorasyon projesi 2015 yılında başladı ve kısmi olarak devlet teşviği ile finanse edildi. Proje, Kayaköy yöresinin taş evlerinin restorasyonu konusunda uzmanlanmış Yüksek Mimar Meral Oğuz (Asar Mimarlık Ofisi) tarafından yürütüldü. Restorasyon projesinde tarihi dokular, yaşam ve tatil için ideal alanlar yaratma amacıyla doğru modern yaklaşımlarla harmanlanmıştır.
“Apsara” ne anlama gelir? Kökenleri Yunan mitolojisinin “nymph” ve “muse” lerinde olan “Apsara” lar, Budizm’de ve Hinduizm’de doğayı ve sanatsal ilhamı temsil eden kutsal ruhlardır. İnanışa göre, gökyüzünün ve nehirlerin tanrıçaları olan Apsaralar, çok iyi dansçı ve müzisyen olmalarının yanı sıra, şiir, tiyatro gibi sanatın farklı dallarında da yeteneklidirler. Apsara figürlerine birçok kültürün heykel, edebiyat ve resim alanlarında rastlamak mümkündür.
Peki neden Türkiye’de bulunan ve Rumların yaptığı bir yapıya, Budizm’e ait bir konsept ile isimlendirdik? Hikaye ye göre, Büyük İskender doğudaki fetihlerine başladığında, ilk önce Kayaköy Vadisi’ni de içeren Likya topraklarını (330BC) fethetti. Daha sonra Afganistan ve Hindistan’a kadar gitti ve Yunan etkilerini Budizm’e taşıdı. Böylece Yunanlardan gelen “Muse” kavramı Apsaralar biçiminde Budizme taşınmış oldu. Apsara’nın isimlendirilmesi, Yunanlılardan Türklere ve Budistlere, Hindular’a kadar insanlığın hayal edebileceğimizden çok daha fazla birbiriyle bağlantılı olduğunu; hepimizin kültürel ve derinden birbiriyle ilintili, akraba ve kardeş olduğumuzu vurgulamak istiyor…
Apsara’daki tasarım seçimleri, dikkat ve odaklanmayı teşvik etmek için Zen Budizminin minimalizm ve huzur kavramlarına sadık kalarak yapılmıştır. Apsara rahatlamak ve ilhamınızı bulmak için ideal bir yerdir; insanlık ve doğa ile aramızdaki bağlarımızı yeniden keşfetmek ve onlara tekrar tekrar aşık olmak için bir yer…